

Çalışma hayatında despotizm
Despotizm tek bir varlığın mutlak güçle hükmettiği bir yönetim biçimidir.
Despotik işletme rejimi ile ülkemizde aile şirketleri, küçük ve orta ölçekli işletmeler, kurumsal süreci tamamlayamamış işyerleri yanında kökleşmiş şirketlerde kapitalizm gereği çalışanlar üzerinde denetimde en üst seviyede kontrol altında tutmak adına baskılamaları görmekteyiz.
Ucuz işgücü yaratılması, üniversitelerin arka bahçelerinde niteliksiz mezunlar ve yedek işgüçleriyle çalışanların ücret yönünden aşağı seviyelere çekmek, sendikal hareketleri engellemek, işyerlerinde birden fazla sendikalar kurulmasını teşvik ederek, sarı sendikalar ve işverenle anlaşan işçi örgütlerini kurmanın ana nedeni sermayenin kar hırslarıyla despotik işletme rejimlerine ballı ekmek uzatmaktır.
Hak arayan işçileri ise çoğu zaman iş akitlerini fesih etmek, iş hayatlarında yasal süreçleri, anayasal hakları ortadan kaldıracak ara formüller bulmak despotik firma yönetimlerinde sıklıkça karşımıza çıkar. Esnek çalışma modelleri, taşeronlaşma, asgari ücretin altında maaşlar, sendikal örgütlenmede hak kısıtlamaları bütün bunların altında yatan ana neden ise hukuk anlamında çalışma hayatını düzenleyen norm hiyerarşisini kabul etmeyen despotik kafaya sahip işletme sahipleridir. 1960-1980 arası işçiler sermaye yapısının oluşturduğu despotik işveren rejimleri karşısında sendikal örgütlü işyerlerinde bedeller ödese bile ciddi kazanımlar elde etmiş, üretimden pay almıştır. Sendikal konfederasyonlar güçlenmiştir. Emeğin bir değer olduğu kabul edilmiştir. 1980 sonrası askeri darbe ile işçi kazanımları tekrar despotik işletme sahiplerine teslim edilerek, kazanılmış haklar işverenlere iade edilmiş, konfederasyonlar ise kapatılmıştır. İhtilal rejimi çalışanların hak arayışlarını engelmiş, işverenlerin despotik rejimlerini güçlendirmiştir. Despotik işveren rejimi altında çalışanların net ücretleri yıldan yıla erimiş, sosyal hakları gerilemiştir.
SENDİKAL HAKLAR
2000’li yıllardan sonra değişen çalışma koşulları dijital platformlarda çalışan haklarının sorgulanması, erişimlerin açılmasıyla birlikte, ihtilal dönemlerinde düzenlenen iş ve sendikal haklar yönünden yasal düzenlemelerin, ikincil mevzuatların yeniden ele alınması, işveren rejimi altında despotizm çatısını çökme sürecine getirmiştir. Yasal düzenlemelerde çalışanlar lehine uygulamalar, idari para cezalarında işyerinin mali yapısını bozacak şekilde ele almalar, teşvikleri kaybetme korkusu, birçok despotik işveren rejimine hukuksal yolların dışına sapmaması konusunda yaptırım olarak gelmiştir. Günümüzde despotik işverenler aşağıdaki uygulamalarla yasal düzenlemelere halen karşı geliyor;
a.) Kanunları tanımayarak kayıt dışı çalıştırma isteği,
b.) Sendikal örgütlemeleri engellemek,
c.) Kişisel Verileri Koruma Kanuna aykırı davranışlar,
ç.) 4857 sayılı İş Hukukunda tanınmış hakları görmezden gelme,
d.) Asgari ücretli çalışanlara zamlı ücret gibi kabul ettirme,
e.) Ücret ve maaş zamlarında keyfi davranma,
f.) Kazanılmış sosyal hakları kısıtlama,
g.) Sendikal örgütlenmiş işyerlerinden gözdağı vermek için işçileri işten çıkarma,
ğ.) İşten çıkış kodlarında çalışanların işsizlik ödeneği almasını engelleyecek davranışlar,
h.) Çalışanlara şiddet, hakaret, mobbing,
ı.) Şirket politikası denilerek yıllık izin, mazeret izni, süt izni gibi izinlerde çalışanlara yansıtmamak,
i.) Çalışanlardan işe girme esnasında zorla imzalatılan borçlanma senetleri,
j.) Despotizm anlayışını işletme politikası haline getirilmesi, üst -orta-postabaşı yöneticileriyle çalışanlar üzerinde baskıcı davranışlar,
k.) Güvenlik amirlerinin alt güvenlik personeline korku, şiddet, tehditle patronun gölgesi imajıyla despotizmin katmanlarını göstermesi,
l.) Çalışanlar üzerinde (yüksek işyeri karlılığını sağlama adına) işyeri politikası haline gelen despotizmin birim / bölüm yöneticileriyle tehditlerle uygulanması,
m.) İş akitlerinin feshi konusunda kuralsız işlemlerin yapılması,
n.) Hiçbir yasal dayanağı olmadan çalışanların ücretlerinden kesintiler,
o.) Kıdem ve İhbar Tazminatı ödememek adına istifaya zorlamalar, tehditler,
ö.) İkale sözleşmeleriyle yasal hakların kısıtlanması,
p.) İhtiyari arabuluculukla yasal hakları eksik ödeme,
Tüm bu yazdıklarımız halen günümüzde işveren despotizmi olarak karşımıza çıkıyor, birçok çalışan bu koşullarda yargı ve arabulucularda hak arayışı sürüyor.
Despotizm sonucu birçok işyeri de kan kaybettiği gibi, çöküşünü de hızlandırıyor.
https://www.egetelgraf.com/calisma-hayatinda-despotizm-nedir