EMEKLİ AYLIKLARINA KAYNAK NASIL SAĞLANIR?
Sosyal Güvenlik Kurumu, sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmek amacıyla hizmet vermek üzere kurulmuştur.
Sosyal Güvenlik Kurumunun gelirleri işçi ve işveren primlerinden oluşur. Primler zamanında, düzenli eksiksiz Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından toplanır ve değerlendirilirse Kurumun ödemeleri de zamanında yeterli oranda yapılabilir.
Sosyal Güvenlik Kurumunda toplanan prim gelirleri çalışan personelin giderleri, ödenen emekli aylıkları ve sağlık harcamaları gibi üç ana başlıkta toplanabilir.
Sosyal Güvenlik Kurumunda toplanan prim rakamı reel olarak artmakta, fakat tahsil edilen prim tutarları uygulanan politikalar ile reel olarak artmamaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumunun Primleri toplarken yapılan hataları kısaca özetleyecek olursak;
1)İşverenlerin ödemesi gereken sigorta primleri zamanında tahsil edilmemekte, gecikme sonrası ise yıllık %9 gibi reel olmayan bir faiz uygulanmaktadır.
İşverenlerin aktif çalışma hayatı esansında SGK tarafından zamanında tahsilat yapılmadığı için çoğu işveren ödenmeyen sigorta primlerinden şirketi kapatarak, zarar açıklayarak kaçmakta, imtina etmektedir. Bu işletmelerde çalışanların sigorta primleri SGK tarafından tahsil edilememesine rağmen sigortalılara ve bakmakla yükümlü oldukları yakınlarına ücretsiz sağlık hizmeti vermektedir.
SGK‘nın Aralık 2023 ayı istatistiklerine göre aylık prim geliri 168 milyardır.
2024-2028 dönemini kapsayan 12.Kalkınma Planı verilerine göre 2023 yılı itibariyle SGK’nın prim tahsilat oranı %85 dir. Tahsilat oranına bakarsak her ay 30 milyar tutarında primin tahsil edilmediğini görüyoruz.
Yine Sayıştay’ın 2022 yılı Denetim Raporuna göre Kasım 2022 itibariyle yaklaşık 363 milyar lira birikmiş alacağı ve 38 milyar lira gecikme cezası alacağı bulunmaktadır. Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumunun belediye ve belediye şirketlerinde 38.6 milyar lira sigorta prim alacağı da bulunmaktadır. En son Belediye Başkanlığı seçimleri öncesi Çalışma Bakanı Sn. Vedat Işıkhan bunu basın önünde açıklamıştır. Ben de Bakanın bu açıklamasından sonra vatandaştan tahsilat yapması veya denetleme yapmasını beklediği fikrini oluşturmuştur.
Sosyal Güvenlik Kurumunun Kurum alacaklarını tahsil etmeye karar verdiğinde de ancak %50 sini tahsil edebildiği de Sayıştay Raporunda yer almaktadır. Şöyle ki, 2016-2022 yılları arasında toplam 112.413.996.782 TL prim alacağının sadece 43.093.821.221 TL si tahsil edilebilmiştir. Son 7 yıl içinde icra tahsilat oranı %38 dir.
İcra memurlarının azlığı, zaman aşımı, tebligatların ulaşamaması gibi birçok nedenle SGK alacaklarını tahsil edememektedir.
Özellikle seçim öncesi tebligat, icra gibi işlemlerde bilerek durdurulmaktadır.
Kısacası alacağına Şahin olan Devletimiz konu SGK olunca yeteri kadar çaba içinde bulunmamakta hatta ihmal edilmektedir.
2)İşverenlerin büyük bir kısmı sigorta primlerini asgari ücret üzerinden ödemektedir. Böylece sigortalının gerçek ücretini saklayarak Devletin sigorta prim alacağı rakamı ve vergi alacağının düşmesine neden olmaktadır.
3)İşverenlerin sigorta prim teşvikinden yararlanması için sık sık kanun çıkarmakta bundan da özellikle büyük firmalar yararlanmakta (çalışan sayısı artışına göre teşvik verildiği için) küçük işletmeler yeteri kadar faydalanamamaktadır. İşverenlere verilen sigorta prim teşvikleri ile istihdam artırılmaya çalışılmakta, fakat nitelikli eleman yetiştirilemediği için çoğu zaman büyük işverenler teknoloji veya yabancı işçi ile sorununu çözmektedir.
4)TÜİK verilerine göre istihdam edilen her 100 kişiden %27 si sigortasız çalışıyor. Özellikle Pandemi döneminde gördük ki işe gitmek zorunda olan fakat çalıştığına dair belge alamayan 7.5 milyon sigortasız kayıtdışı çalışan var. Yine TÜİK verilerine göre inşaat sektöründe 1 milyon 689 bin çalışan var bunun 579 bini sigortasız yani kayıtdışı çalışıyor.
Kayıt dışının en fazla olduğu sektörlerden biri de Tarım Sektörü’ dür. TÜİK verileri ile yaklaşık 4 milyon 500 bin tarım işçisinin sadece bir milyonu sigortalı çalışıyor. Güvenlik güçleri tarım işçisi taşıyan servisleri görmezden geliyor.
Ev hizmetlerinde çalışanlarda yaklaşık 1 milyon çalışanın da sigortası bulunmuyor.
Ülkemizde Suriyeli, Afgan başta olmak üzere yabancıların birçoğu sigortasız çalışıyor.
Sosyal Güvenlik Kurumunun görevleri arasında olan Denetleme görevinin layıkıyla yerine getirilmemesinin sonuçlarını yaşıyoruz.
5)Sağlık için hizmet alınan firmaların ödemeleri yeteri kadar denetlenmemekte çoğu zaman göz yumulmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu giderlerinin büyük bir kısmı sağlık için ayrılmakta fakat yapılan ödemeler denetlenememektedir. Çoğu zaman kartel haline gelen bu hastaneler için oldukça yüklü ödemeler denetlenmeden ödenmektedir.
6)Son 10 yılda Sosyal Güvenlik Kurumu gayrimenkullerin kiralama ve satışları reel rakamların altında yapılmaktadır. SGK‘nın yine toplanan gelirleri de bugüne kadar hatalı değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak; Sosyal Güvenlik Kurumunun kaynakları, tahsil edilen primlerin doğru değerlendirildiği yerde emekli ve çalışanın yerinde olan tüm talepleri karşılanabilir. Düşük emekli aylıklarının emekli sayısının fazla olmasına bağlayan bir bakış açısının doğru bir yönetimi gerçekleştirmesi beklenemez. Son 4 yıldır en düşük emekli aylığını hiçbir aktüeryal hesaba dayandırmadan sadece siyasi endişeler ile önce 3000 Lira sonra 5000 Lira, daha sonra 7500 Lira yaptım şimdi de 10.000 Lira yaptım demenin matematiksel bir açıklaması olamaz.
Tüm emeklileri sefalet maaşta birleştirmeye çalışan bu zihniyeti sonlandıracak yine emekliler olacaktır.
26 Mayıs Pazar günü Büyük Emekli mitinginde tüm emekliler parti gözetmeksizin tek bir amaç için bir araya geldiler. Yatan prim gününe göre hakları olan insanca yaşayabilecekleri bir aylığa kavuşmak için toplandılar.
Emekli aylıklarını plansız yönetimler ile sefalet aylığına dönüştüren iktidarın, yanlışlarla dolu 5510 Sayılı Kanunu toptan değiştirerek çözmesi ancak sonuç getirecektir. Elbette herkesin çalışma süresi ve ödediği prim aynı değildir. Bunun sonucu olarak da alacağı emekli aylığı farklı olacaktır. Fakat bu aylıklar arasındaki fark prim günü ve prime esas kazanç dikkate alınarak siyasi irade dışında hesaplanmalı ve uygulanmalıdır. Bir çalışanın en az 20 yıl boyunca sistemde kaldığı düşünülecek olursa 2008 yılında gelen 5510 sayılı Kanun da getirilen emekli aylık hesaplama sisteminin elle tutulur bir yanının olmadığı görülecektir. Bu Kanun ile asgari ücret ile çalıştıkça emekli aylıkları düşmektedir. Emekli aylığı düşmesin diye prim günü dolan kayıtdışı çalışmayı tercih edecektir. Bu da Sosyal Güvenlik Kurumunun gelirlerini artıran değil azaltan bir uygulamadır e dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur.
Emekli aylıklarının düşük olma nedeni EYT değildir. Ülkemizde 2008 sonrası emekli aylıkları bilerek kademeli olarak düşürülmüştür. EYT yasası Mart 2023 tarihinde çıkmıştır ve bu tarihte de öncesinde de Hazineden yardım alınarak emekli aylıkları en düşük aylık seviyesine çıkarılmaktadır. Sadece bir yanıltmadır.
Emekliler ülkemizde milli gelirden de, ülkemizin gelişme hızından da düşük pay almaktadır. Bu tüm Avrupa ülkelerinde %9 iken bizim ülkemizde %4 civarındadır.
Son olarak emekliler yıllarca çalışıp emekli aylığını hak etmiş bu ülkenin emekçisidir. EMEKLİ VE EMEKÇİLER ‘in hakkını vermek Sosyal Devlet olmanın ana unsurudur.