İş kazası bildirimlerinde değişikliğe ihtiyaç var!

aciklama

İş kazası bildirimlerinde değişikliğe ihtiyaç var!

Sosyal güvenlik mevzuatında işverenler iş kazalarını kolluk kuvvetlerine derhal, SGK’ya da kazadan sonraki üç iş günü bildirmekle yükümlü tutulmuşlardır.

İş kazasının üç iş günü içinde bildirilmemesi halinde ise işyerinin tehlike sınıfı ve çalışan sayılarına bakılarak 2025 yılı itibariyle 35.416 TL ila 106.248 TL arasında değişen tutarlarda idari para cezası uygulanmakta, ayrıca bildirim tarihine kadar ödenen geçici iş göremezlik ödenekleri de işverenlerine rücu edilmektedir.

İşyerinde meydana gelen çarpma sonrası basit bir zedelenme, sıyrılma ya da işyerinde sigortalının kısa süreli ağrı yaşaması gibi olaylar dahi sigortalının sağlık hizmet sunucusuna başvurup başvurmadığı üzerinde durulmaksızın iş kazası sayılmaktadır.

Ne var ki bu vakalar nedeniyle sigortalının kazanın meydana geldiği tarihten sonra sağlık hizmet sunucusuna başvurması ve olayın işyerinde meydana geldiğini belirtmesi halinde, olayın yaşandığı tarih, kaza tarihi olarak; provizyon tipi ise iş kazası olarak sisteme girilmekte ve iş kazası bildirimi için kaza tarihinden sonra üç iş günü süre de geçmiş ise iş kazası bildirimini yapmadığınız için bu cezalara muhatap olabiliyorsunuz.

Hatta sağlık hizmet sunucusunun sigortalıya istirahat raporu vermemiş olması dahi cezanın uygulanmasına engel teşkil etmiyor. Bilakis sağlık hizmet sunucusu provizyon tipini iş kazası olarak sisteme girip, üstüne bir de istirahat raporu vermiş ise karşılaşacağınız yaptırım sadece idari para cezasıyla kalmamakta, ayrıca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödenekleri de işverenlerine rücu edilmektedir.

Hal böyle olunca derler ya “sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” diye, İK birimindeki personel tabiri caiz ise çalışanın “eline iğne batsa” SGK’ya iş kazası bildirimi yapar hale geldiler. Bu arkadaşlar işyerinde yaşanan her olayı iş kazası olarak bildirecekler bildirmesine de ufak çaplı bu kazalar kimi zaman fark edilemiyor ve sigortalı tarafından da işverenine veya İK birimlerine ya da çalıştığı birim amirine de bildirilmiyor. Çalışana “çip” takıp takip edilmesi de mümkün olmadığı için sigortalı sonradan sağlık hizmet sunucusuna başvurduğu vakit, alınan tüm önlemlere rağmen maalesef ki cezaya muhatap olmaktan kurtulamıyorsunuz.

Mevzuatta iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi ve işverenin kazadan sonradan haberdar olması halinde iş kazası bildiriminin kazanın olduğu tarih yerine öğrenildiği tarihten itibaren üç iş günü içinde yapılmasına imkân sağlanmış olmasına rağmen işyerinde meydana kazaların, işverenin kontrolü altında bulunan bir yerde meydana geldiği kabul edilmektedir. Bu bakımdan ufak çaplı da olsa işyeri sınırları içinde meydana gelen iş kazalarını, işverenin kazanın meydana gelen tarihi izleyen üç iş günü içinde bildirmemesi halinde, işverenin öğrenme tarihine bakılmayarak idari para cezası uygulanmakta ve bildirimin yapıldığı tarihe kadar sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödenekleri işverene rücu edilmektedir.

Yaşanan tüm bu olayların ardından gelen ceza tebligatından dolayı SGK’ya itiraz edilmesi elbette mümkün. Yapılan itirazlar İş Kazası Tespit Komisyonu tarafından araştırılmakta, olmadı denetim elemanlarınca incelenmekte. Ancak olayın işyeri mahalinde meydana geldiği ve sağlık hizmet sunucusunun da provizyon tipini iş kazası olarak sisteme girdiği durumlarda, hatalı bildirimler dışında itirazın kabulü pek de mümkün olamıyor ne yazık ki.

Bir diğer sorun iş kazalarının kolluk kuvvetlerine bildirilmesinde yaşanıyor.

Şöyle ki,

Yasaya göre iş kazalarının kolluk kuvvetlerine de derhal bildirilmesi gerekiyor. Ancak hangi kazaların kolluk kuvvetlerine bildirilmesi gerektiği yönünde ikincil mevzuatta bir düzenleme bulunmadığından, bu husustaki boşluğun da doldurulması gerekir. Esasen iş kazası tanımına giren adli vaka veya trafik kazası gibi hallerde yahut uzun süreli iş göremezlikle veya sürekli iş göremezlikle ya da ölümle sonuçlanan kazalarda, başka bir ifadeyle üçüncü kişilerin kusur oranının tespit edilmesinin gerektiği ve kolluk kuvvetlerinin düzenleyeceği tutanaklara ihtiyaç duyulacak hallerde kolluk kuvvetlerine bildirim yapılması şartı aranılmalıdır.

Yoksa basit yaralanma, sıyrık, çizik gibi durumlarda kolluk kuvvetlerine yapılacak bildirimin kimseye bir faydasının olmadığı ortadadır.

Değerli okurlar,

İşverenlerin, birim amirlerinin ve İK birimlerindeki personelin bilgisi dışında gerçekleşen iş kazaları sonrasında, sigortalının sağlık hizmet sunucusuna da kazanın olduğu tarihten sonraki üç iş günü geçirildikten sonra başvurması halinde dört asgari ücretli çalışanın bir aylık maliyetine varan idari para cezalarıyla karşılaşılması her zaman mümkün. Kimi zaman İK birimlerindeki personelin işverenlerine anlatmakta güçlük çektikleri bu cezaların yasanın amacına hizmet etmediği de aşikardır.

Bu bakımdan sigortalının sağlık hizmet sunucusuna kazanın olduğu tarihten sonraki üç işgünü süre geçirildikten sonra başvurması halinde, iş kazası bildiriminde aranılan üç iş günü sürenin kazanın olduğu tarihten değil, çalışılmadığına dair bildirim giriş işlemlerinde olduğu gibi iş kazası provizyonun işveren ekranına düştüğü tarihten sonra başlatılması yönünde yapılacak bir düzenleme çalışma hayatında yaşanan sorunların önüne geçecektir.
https://www-karar-com.cdn.ampproject.org/c/s/www.karar.com/amp/yazarlar/eyup-sabri-demirci/is-kazasi-bildirimlerinde-degisiklige-ihtiyac-var-1604875