İŞÇİLERİN HİZMET TESPİT DAVASINI AÇABİLME ŞARTLARI

aciklama

İŞÇİLERİN HİZMET TESPİT DAVASINI AÇABİLME ŞARTLARI

I - GİRİŞ :

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (a) bendine göre, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılırlar. Hizmet akdine tabi olarak ve ücret karşılığında işyerinde fiilen çalıştığı halde, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeyen, sigorta primine esas kazancının veya gün sayılarının eksik bildirildiğini tespit eden işçiler, iş mahkemesine başvurarak hizmet tespiti için veya aldığı ücretinin SGK’ya eksik bildirildiği ile ilgili dava açabilirler.

Hizmet akdi ile ve ücret karşılığında fiilen çalıştığı halde, SGK’ya sigorta bildirimi yapılmadan çalışan işçilerin sigortasız geçen bu çalışma sürelerini sigortalı hale getirmek için açtıkları davalara Hizmet Tespit Davası denir.   

Hizmet tespit davasını işçinin bizzat kendisi, eğer işçi ölmüş ise hak sahipleri de zaman aşımı süresi geçmeden açabilirler.

Bilindiği gibi, 5510 sayılı Kanuna göre, Kurumun denetim ve kontrolle görevli  memurlarınca işyerinde fiilen yapılan tespitlerde ve kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatlarına göre yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerde kayıt ve belgelere dayanmaksızın çalıştığı belirlendiği halde, hizmetlerin veya prime esas kazançlarının Kuruma bildirilmediği anlaşılan veya eksik bildirildiği tespit edilen sigortalıların geriye yönelik hizmetlerinin veya prime esas  kazançlarının, en fazla tespitin yapıldığı tarihten geriye yönelik bir yıllık süreye ilişkin kısmı dikkate alınmaktadır. Resmi kayıt ve belgelere dayanmayan hizmet süreleri dikkate alınmamaktadır. 

5510 sayılı Kanunun 86. Maddesinin 9. Bendine göre, aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, sigortasız çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak en geç beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları mahkeme kararı ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.

II- Hizmet Tespit Davalarında Zaman Aşımı Süresi: 

İşçiler, sigortasız olarak çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak en geç  beş yıl içerisinde ilgili iş mahkemesine başvurarak sigortasız çalıştığı sürelerin hizmetine sayılması talebinde bulunarak dava açabilirler. Beş yıllık süre hak düşücü bir süredir.

Hizmet tespit davasını işçinin kendisi açabileceği gibi, işçinin ölmesi halinde hak sahipleri de keza aynı konu için dava açabilir. Hak sahiplerinin hizmet tespit davasına dair beş yıllık zamanaşımı süresi sigortalının ölüm tarihinden itibaren başlar. 

III- Hizmet Tespit Davalarında Zaman Aşımını Kesen Belgeler:

Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin   13.06.2019 tarih ve Esas: 2018/6120, Karar: 2019/4340 sayılı kararında, “İşe giriş bildirgesi verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, çalışanların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır.” Denmektedir.   

Hizmet tespit davaları ile ilgili olarak Yargıtay’ın vermiş olduğu yerleşik kararlarına göre, 5 yıllık zaman aşımı süresini kesen durumlar ve belgeler şunlardır: 

  1. İşveren tarafından davalı işçi için Sosyal Güvenlik Kurumuna İşe Giriş Bildirgesi verilmiş ise, 
  2. Dört aylık dönem bordrosu verilmiş ise,
  3. Müfettiş tarafından çalıştığına dair durum tespit tutanağı tutulmuş ise, 
  4. İşveren imzalı ücret tediye bordrosu ile davalı işçiye ücret ödemiş ise,
  5. İşveren tarafından davalı işçiye ihbar, kıdem tazminatı veya ücret ödenmiş ise,

           Hizmet tespit davalarında 5 yıllık zaman aşımı süresi uygulanmaz. 

IV- Hizmet Tespit Davası Nerede ve Kimler Aleyhine Açılır:

İşveren aleyhine hizmet tespit davası açılırken Sosyal Güvenlik Kurumu da davalı olarak gösterilmelidir. Hizmet tespit davası, Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, işçinin çalıştığı işyerinin bağlı olduğu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş mahkemesidir

5510 sayılı Kanun’un 86 maddesinin 9. Bendine göre, hizmet tespit davalarında görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise görevli mahkeme Asli Hukuk Mahkemesi İş Mahkemesi sıfatıyla davalara bakmaktadır

Diğer önemli bir konu ise, 4857 sayılı İş Kanun’unda işçinin hizmet akdinden doğan kıdem ve ihbar tazminatlarındaki ihtilaflarda davadan önce arabulucuya başvurma şartı bulunmaktadır. Bu tür ihtilaflar için arabulucuya başvurmadan dava açılamamaktadır. Ancak hizmet tespit davaları, arabuluculuk kapsamında değildir. Yani, işçi hizmet tespit davasını açmak için arabulucuya başvurmak zorunda değildir. 

V- Hizmet Tespit Davalarında İspat Yükümlülüğü İşçiye Aittir: 

Yargıtay’ın yerleşik kararlarında belirtildiği gibi, 5510 sayılı Kanunda, hizmet tespiti davalarında davacının, (İşçi) işverene ait işyerinde sigortalı olarak geçen çalışmalarının Kurum’a bildirilmediğini, Kurum tarafından tespit edilmediğini ve ücret miktarını ispat etmekle yükümlü olduğu açıkça hüküm altına alınmıştır.

İşçi, işyerinde çalıştığını kamera kayıtları, işçinin işyerinde çekilmiş fotoğrafları, ücret bordroları, banka dekontları, işyerinde tutulan özlük dosyaları ile ispatlayabilir.

İşveren ise, davacı işçinin kendisine ait işyerinde çalışmadığını veya tüm çalışanlarının Kurum’a eksiksiz olarak bildirildiği yönünde savunma yaparak haklılığını ispatlayabilir.

VI- Hizmet Tespit Davalarında Sunulması Gereken Deliller: 

Kanuna göre, hizmet tespit davalarında davacı işçi, geçmiş yıllarda sigortasız olarak çalışmış olduğu işyerlerinde çalıştığını ispat etmekle yükümlüdür. Davacı işçi bu durumu her türlü delillerle ispat edebilir. Hizmet tespit davalarında en önemli delillerden birisi de birlikte çalıştığı tanık delillerdir.   

Hizmet tespit davasını açacak olan işçi, varsa işe giriş bildirgesi, ücret ödemelerine ait varsa banka kayıtları ve her türlü yazılı deliller ile çalıştığını ispatlayabilir. Ayrıca, aynı işyerinde ve aynı dönemde birlikte çalıştığı işçileri, çevre işyerlerinde bulunan ve çalıştığı işyeri ile ilişiği bulunan kişileri de tanık olarak gösterebilir.   

Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu 2012/13342 Esas kararında, “Hizmet tespit davaları için özel bir ispat yöntemi öngörülmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş içtihadı gereğidir. Resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olacağı” belirtilmektedir   

VII- SONUÇ OLARAK:

Sigortasız olarak çalıştırıldığını, sigorta primine esas kazancının veya gün sayılarının sosyal güvenlik Kurumuna eksik bildirilmiş olduğunu tespit eden işçiler, sigortasız olarak çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak en geç  beş yıl içerisinde ilgili iş mahkemesine başvurarak sigortasız çalıştıkları sürelerin, prime esas kazançların ve eksik gün sayılarının hizmetine sayılması talebinde bulunarak dava açabilirler. 

Hizmet tespit davasını açmak isteyen işçilerin, davayı kazanabilmeleri için mutlaka ellerinde, sonradan düzenlenmesi mümkün olmayan işe giriş bildirgesi, ücret hesap pusulası gibi resmi belgeler ve aynı dönemde aynı işyerinde birlikte çalıştığı tanıkların olması gerekir.