İŞÇİNİN VEFATI HALİNDE KIDEM TAZMİNATI

aciklama

İŞÇİNİN VEFATI HALİNDE KIDEM TAZMİNATI

Mülga 1475 sayılı İş Kanununun uygulamasına devam olunan 14 üncü maddesinde ölüm ile iş sözleşmesinin son bulması halinde işçinin mirasçılarının kıdem tazminatı talep edebileceği düzenleme altına alınmıştır. 

1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 5 inci fıkrasında aynen; “506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle, feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.” düzenlemeleri yer almaktadır. 

Kanunun madde metninden görüleceği üzere işçinin ölümü sebebiyle iş akdinin sona ermesi halinde mevzuatta yer alan düzenlemeye göre herhangi bir şekilde işverenin işçinin ölümünde haklı fesih hallerinin yer alıp almamasına bakılmaksızın kıdem tazminatının ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Burada işçiye kıdem tazminatı ödenebilmesi için işçinin en az 1 yıllık kıdeme sahip olması gerektiği izahtan varestedir. Kanun ile işçilere tanınan hakkın dar yorumu ile işçinin ölümünde işverence feshin haklı sebeplerinin bulunup bulunmadığı nın aranması Kanun ile getirilmeyen sınırlayıcı hukuka aykırı bir uygulama halini alacaktır. Bu nedenle işçinin kendi kusurlu hareketi sonucunda ölmesi halinde dahi, ölüme neden olan davranış işveren açısından iş sözleşmesini haklı nedenle fesih sebebi oluştursa dahi 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 5 inci fıkrasında işçinin ölümünde işveren için haklı fesih hallerinin olmaması gibi kısıtlayıcı bir düzenleme getirilmediğinden, bu yoruma gidilerek ölen işçiye kıdem tazminatı ödenmemesi hatalı olacaktır.

Konuya ilişkin olarak da Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Esas Numarası: 2017/45845, Karar Numarası: 2020/8447, Karar Tarihi: 01.07.2020 tarih sayılı kararında benzer şekilde davacıya kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, işveren tarafından murise ait iki adet çıkış bildirgesinin verildiği anlaşılmaktadır. 27.05.2015 tarihli bildirgede işten çıkış kodunun 10 ( ölüm) , çıkış tarihinin ise 23.07.2015 olarak gösterildiği, ikinci çıkış bildirgesinde ise bildirimin 01.08.2015 tarihinde verildiği, işten çıkış kodunun 29 ( ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık) olarak, çıkış tarihinin de 23.07.2015 tarihi olarak belirtildiği anlaşılmıştır. Murisin iş yerinde başka bir çalışanla gönül ilişkisi içinde olduğu ve bu durumun iş yerinde huzursuzluk çıkarttığına ilişkin tutanak ise 10.07.2015 tarihinde tutulduğu tespit edilmiştir. Murise ait ölüm belgesi ve veraset ilamında ise davacının ölüm tarihinin 23.07.2015 olduğu anlaşılmıştır. Tüm belirtilenler bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar muris hakkında iş yerinde yaşadığı gönül ilişkisi sebebi ile bir soruşturma yürütülmekte ise de söz konusu soruşturma bitirilmeden murisin öldüğü ve sözleşmenin ölüm ile son bulduğu kanaatine varılmıştır. Davalı işveren tarafından verilen ilk çıkış bildirgesi de bu durumu desteklemektedir. Hal böyle iken davacıların kıdem tazminatı talebinin kabulü gerektiği halde reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

İşçinin ölümü halinde kıdem tazminatına esas sürenin tespitinde ise Yargıtay uygulaması, kamu kurum ve kuruluşlarından emeklilik sebebiyle ayrılan işçi yönünden borçlanılan askerlik süresinin de kıdeme esas süreye ekleneceği şeklindedir. İşçinin ölümü halinde de mirasçıların talep edebileceği kıdem tazminatı hesabında borçlanılan askerlik süresinin dikkate alınması gerekir. (Yargıtay HGK. 9.4.2004 gün 2004/ 9-339 E, 2004/357 K.) Bu süre dikkate alınmaksızın yapılacak kıdem tazminatı ödemesi eksik olacaktır. Ayrıca işverenin veraset ilamı ile tespit edilen yasal mirasçılara miras paylarıyla orantılı olarak kıdem tazminatı ödemesinin yapılması önemlidir.