İşverenin Ruh Sağlığını Koruma ve Psikolojik Güvenlik Sağlama Yükümlülüğünün Hukuki Yansımaları ve Çalışan Hakları
1. Hukuki Çerçevede İşverenin Yükümlülükleri
Çalışanların psikolojik güvenliğini sağlama yükümlülüğü, Türk hukuk sisteminde iş sağlığı ve güvenliği ilkeleri kapsamında değerlendirilir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenin hem fiziksel hem de ruhsal sağlık bakımından koruma yükümlülüğünü açıkça düzenlemektedir.
Kanunun 4. maddesi uyarınca işveren, “çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür” ifadesiyle yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik refahı da koruma zorunluluğu altına girmiştir. Bu yükümlülük, işyerinde çalışanların ruh sağlığını tehdit edebilecek tüm faktörlere karşı koruyucu önlemler alınmasını kapsar.
İşverenin bu kapsamda; güvenli ve destekleyici bir iş ortamı oluşturması, çalışanları psikolojik risklerden koruyacak politikalar geliştirmesi ve gerektiğinde psikolojik destek mekanizmaları sağlaması gerekir. Bu tedbirlerin alınmaması, hem iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerinin ihlali anlamına gelir hem de işveren açısından hukuki sorumluluk doğurur.
2. Psikolojik Risk Değerlendirmesi
İşverenin risk değerlendirmesi yükümlülüğü (m.10), yalnızca fiziksel tehlikelerle sınırlı değildir. İşyerinde çalışanların psikolojik sağlıklarını etkileyebilecek tüm faktörler de bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Bu bağlamda; mobbing (psikolojik taciz), aşırı iş yükü, belirsiz görev tanımları, iş güvencesizliği ve tükenmişlik gibi durumlar, işyerinde psikolojik risk unsurları olarak kabul edilmektedir. İşveren, bu riskleri tespit edip önleyici tedbirler almakla yükümlüdür.
Psikolojik risk değerlendirmesi, işyerinin büyüklüğü, sektörü ve çalışan profiline göre periyodik olarak güncellenmeli ve risk analiz raporlarına dâhil edilmelidir.
3. İşyerinde Psikolojik Destek ve Rehberlik Hizmetleri
İşverenin, çalışanların ruhsal iyilik hâlini desteklemek için gerekli kurumsal altyapıyı oluşturması da kanuni bir gerekliliktir. Bu kapsamda, psikolojik danışmanlık, rehberlik hizmetleri ve stres yönetimi programları gibi destekleyici uygulamalar işverenin sorumluluk alanına girer.
Bu hizmetler, çalışanların iş stresi, kaygı veya tükenmişlik sendromu gibi durumlarla baş etmelerine yardımcı olur ve iş kazaları ile verim kayıplarını da azaltır. Türkiye’de bazı sektörlerde bu tür hizmetlerin mevzuatla zorunlu hale getirildiği görülmektedir.
İşverenin bu yükümlülükleri, 6331 sayılı Kanun’un 4., 10. ve 15. maddeleri ile düzenlenmiş olup; ihlali durumunda idari para cezaları ve gerektiğinde tazminat sorumluluğu gündeme gelebilmektedir.
4. Sonuç
Modern iş yaşamında işverenin sorumluluğu, yalnızca fiziksel güvenliği sağlamakla sınırlı değildir. Çalışanların psikolojik güvenliğini ve ruhsal bütünlüğünü koruma yükümlülüğü, çağdaş iş hukuku uygulamalarının temel taşlarından biridir.
Bu yükümlülüğün ihlali, yalnızca yasal yaptırımlara değil, kurum itibarı ve çalışan verimliliği açısından da ciddi sonuçlara yol açabilir. Dolayısıyla, işverenlerin bu konuda önleyici ve destekleyici bir yaklaşımı benimsemeleri, hem hukuki hem de insani bir zorunluluktur.