Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanların Gelir vergisi ve SGK mevzuatı yönüyle incelenmesi

  • Ana Sayfa
  • Makaleler
  • Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanların Gelir vergisi ve SGK mevzuatı yönüyle incelenmesi
aciklama

Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanların Gelir vergisi ve SGK mevzuatı yönüyle incelenmesi

Değerli okurlar,

Yazıma 5510 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu kanun kapsamında ilk defa Tarımsal faaliyette bulunanların sigortalılık işlemlerini, Tarımsal kazançların tanımlarını ve Tarımsal faaliyette bulunanların zorunlu sigortalılık kapsamına alınıp alınmayacağı ve hangi şartları taşıyanların sigortalı sayılıp sayılmayacaklarını sadece 5510 Sayılı Kapsamında değil aynı zamanda Gelir vergisi kanunu açısından da açıklamakta yarar olduğunu düşünüyorum.
5510 Sayılı kanununun 4. Maddesinin (b) bendine göre Hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışanlardan kendi nam ve hesabına çalışan Tarımsal faaliyette bulunanları 4/b nin (4) nolu alt bendi gereği sigortalı saymıştır.

Peki nedir bu tarımsal faaliyet= Konuyu ana temamız olan Sosyal Sigortalar Kanunun açısından açıklarsak 5510 sayılı Kanununun 2. Maddesinin 19 nolu fıkrasında tarımsal faaliyeti ; Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya Kamuya mahsus mahallerde, Ekim, Dikim, Bakım, Üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, Orman, Hayvan ve Su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından muhafazasını veya pazarlanmasını ifade eder denilerek bu şartların sigortalı olmayı gerektirecek faaliyetler olduğunu açıklamıştır.

Ancak, Yazımın ileriki bölümünde kimlerin tarımsal faaliyetlerinden dolayı sigortalı sayılmayacağını daha detaylı anlatmak açısından tarımsal faaliyetleri bir de Gelir Vergisi açısından anlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum.

193 Sayılı Gelir vergisi Kanununun 52. Maddesine göre ise zirai faaliyeti veya zirai kazancı= Arazi de, Deniz, Göl ve Nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, Yetiştirme ve Islah yoluyla veyahut doğrudan tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, Orman, Hayvan, Balık ve bunların mahsullerinin üretimini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, Satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanmasını belirterek Sosyal Sigortalar Kanununda yer alan tariften daha kapsamlı bir şekilde tarif etmiştir. Hatta konuyu daha da detaylandırarak Nebat ve hayvan nevilerinde istihsalin(üretimin) doğrudan doğruya sair bir şekiklde yapılmamasının zirai faaliyetin mahiyetini değiştirmeyeceğini, Aşım yaptırmak maksadıyla erkek damızlık beslenmesi, Çiftçiye başka çiftçilerin zirai işletmelerinde çalıştırılmasının da zirai faaliyet kapsamında değerlendirileceğini belirterek sanki Sosyal Sigortalar Kanununun 2. Maddesinin 19. Fıkrasını tarımsal faaliyet konuları olarak çokça detaylandırmıştır. Ancak dikkat edilmesi konulardan birisi de her ne kadar Tarımsal faaliyette bulunan Kollektif Şirketlerle, Adi veya eshamlı komandit Şirketler zirai faaliyette bulunsalar bile çiftçi sayılmayacakları ; Kollektif Şirketlerin ortakları ile Komandit Şirketlerin komandite ortaklarının şirket karından aldıkları kar paylarının şahsi ticari kazanç hükmünde sayılacağı açıklanmıştır.

Tabiki 5510 sayılı kanunun 4. Maddesinin (b) fıkrasının (3) nolu bendinde kazançların hangi faaliyetten elde edilmiş olması önem taşımayarak Sermayesi paylara bölünmüş Komandit Şirketlerin ortakları ile Kollektif Şirketlerinin ortaklarının bu kapsamda sigortalı sayılacağı belirtilerek sonuçta ister 4b maddesinin 4 nolu alt fıkrası gereği tarımsal faaliyette bulunsun, isterse ticari faaliyette bulunsun sonuçta bu iki şirket ortaklarının 4/b sigorta kapsamında değerlendirileceği açıktır.

Tarımsal Faaliyette Bulunanların Sigortalılık Başlangıcı= 

Yukarıda Tarımsal faaliyeti hem Sosyal Sigortalar Kanunu hem de Gelir V. Kanunu açısından çok detaylı anlattıktan ve bunlardan Sigortalı Sayılmayı gerektirecek olanların sigortalığının başlangıcı yine 5510 Sayılı Kanununun 7. Maddesinin (b) fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre Kollektif Şirketler ile adi komandit Şirketlerin komandite ve komanditer ortaklarının ve donatma iştiraki ortaklarının vergi mükellefiyetinin başladığı tarihten, Sermaye Şirketlerinden Limited Şirket ortakları ile sermayesi paylara bölünmüş komandit Şirketlerin Komandite ortaklarının şirketin Ticaret Sicil Memurluklarınca tescil edildiği tarihten; Anonim Şirketlerin Yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının ise yönetim kuruluna seçildikleri tarihten itibaren, Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca (Tarım İl veya ilçe Müdürlükleri) veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin kuruma yapıldığı tarihten itibaren sigortalılıklarının başlayacağı bildirilmiştir. Tarımsal faaliyetlerin neler olduğunu ve tarımsal faaliyette bulunan ister Şirketler isterse şahıslar olsun sigortalılık başlangıç tarihlerini de anlattıktan sonra Tarımsal Faaliyette kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan kimlerin sigortalı sayılmayacağını ve hem bu kanun kapsamında sigortalılığının sona ermesini de anlatarak konuyu sonuçlandırmakta yarar var.

Tarımsal Faaliyetlerde kimler sigortalı Sayılmazlar= 

5510 Sayılı Kanunun Sigortalı sayılmayanlar başlıklı 6. Maddesinin (ı) fıkrasına göre Kamu İdarelerinde ve kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, Tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının ( Bu rakam 2024 yılı için 666.75 TL) otuz katından (2024 yılı için 666.75x30= 20.002.50Tl) az olduğunu belgeleyenler ile 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar Sigortalı sayılmazlar denilmektedir. Özellikle bu faaliyetten elde edilen gelirlerden yapılan masraf veya giderlerin ne olacağı hakkında ise, GV.kanunun 57 maddesinde açıklanmıştır. Bu madde gereği,

1) İşletme ile ilgili tohum, gübre, fide, yem ilaç ve benzeri maddelerin tedariki için yapılan giderler,

2) Satılmak üzere satın alınan hayvanların zirai mahsullerin ve diğer maddelerin bedellerinin,

3) İşletmelerde çalıştırılanlara ücret, prim vs. namlarla hizmet mukabili yapılan ödemeleri

4) İşçilerin iaşe, tedavi ve ilaç giderleri ile sigorta primleri,

5) Diğer işletmeyi ilgilendiren araç bakım onarım masrafları ile kira ödemeleri vs. olarak yapılan masrafların elde edilen hasılattan indirilmesi olarak kabuk edilmektedir. 

Ayrıca, GV. Kanununun esnaf muaflığı konulu 9. Maddesinin (5) nolu fıkrası gereği Çiftçilik yapanlardan zirai işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, Motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutad hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığı eşya ve insan taşıyanlar çiftçiler 65 yaşını doldurduğunda 5510 sayılı kanunun 6. Maddesinin (k) fıkrasına göre gelir vergisinden muaf olduğundan dolayı sigortalı sayılmayacağı açıktır.

 

Tarımsal Faaliyette Bulunanları Sigortalılıkları ne zaman sona erer?

5510 Sayılı Kanunun Sigortalılığın sona ermesi hakkındaki 9. Maddenin (3 ) nolu bendine göre Şirket ortaklarının (5) nolu bendine göre ise Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, Tarımsal faaliyetiin sona erdiği ve 6. Maddenin (ı) bendi uyarınca muafiyet kapsamına girdiği yahut 65 yaşını doldurması nedeniyle talepte bulunduğu tarihten itibaren sona ereceği belirtilmektedir.

Bu Kategoride Çok İzlenen

Yardıma mı
İhtiyacınız Var!

SGMD olarak soru ve önerilerinize değer veriyoruz.Yardıma ihtiyacınız varsa hemen bize ulaşabilirsiniz.

Bize Ulaşın