SOSYAL GÜVENLİK KURUMU, PRİM ALACAKLARININ TAKİP VE TAHSİLİNDE İSTİHKAK İDDİALARINA KARŞI GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İLE ORTAK ÇALIŞMA YAPMALI MIDIR?

  • Ana Sayfa
  • Makaleler
  • SOSYAL GÜVENLİK KURUMU, PRİM ALACAKLARININ TAKİP VE TAHSİLİNDE İSTİHKAK İDDİALARINA KARŞI GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İLE ORTAK ÇALIŞMA YAPMALI MIDIR?
aciklama

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU, PRİM ALACAKLARININ TAKİP VE TAHSİLİNDE İSTİHKAK İDDİALARINA KARŞI GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İLE ORTAK ÇALIŞMA YAPMALI MIDIR?

Bildiğiniz gibi SGK alacaklarının takip ve tahsili aynı Vergi ve diğer kamu alacaklarının takip ve tahsilinde olduğu gibi 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanununa göre yürütülmekte, Ancak 5510 Sayılı Kanunun 88. Maddesine göre 6183 Sayılı Kanunun 51 Maddesindeki gecikme zammı nispeti, 102 Maddesindeki tahsi zamanaşımı ve 106. Maddesindeki Tahsil imkansızlıgı ile terkin konularında farklılıklar yaratmakta ve maddeler SGK’nın takip ve tahsil aşamasında değişiklikler içermektedir.

Amme Alacağının Takip ve Tahsilinde öyle maddeler vardır ki bu maddeler hem Kurum Alacaklarını hem de Vergi ve ceza alacaklarını ilgilendirdiğinden bu maddelerin iki kurumca ele alınmadığı takdirde hem prim alacaklarından hem de vergi ve ceza alacaklarından veya bunların tahakkuk aşaması olan tarhiyat aşamalarında prim ve vergi kaybı olacaktır. Bu maddelerden biri’de Kamu Alacağının takip aşamasında borçlu veya üçüncü şahış tarafından istihkak iddiasında bulunulmasıdır.

İstihkakın ne olduğunu öz Türkçe yorumlarsak (İstihkak=  hak kazanma, hakkı olma, hak etme. hak edilen şey anlamını taşımaktadır) Peki, İstihkak iddiasına gelinceye kadar kamu alacağının takip ve tahsilinde hatta Cebri İcra aşamalarına neler yapılması gerektiğini incelemekte yarar bulunmaktadır.

Öncelikle ister SGK prim ve ceza alacakları olsun, isterse vergi ve ceza alacakları olsun bunların takip ve tahsilini sağlama da 6183 Sayılı Kanunun uygulanabilmesi için bir alacağın tahakkuk etmesi ve tahakkuk ettirilen bu prim ve diğer kamu alacaklarının vadesinde ödenmemesi ile başlamaktadır. Tabi ki  bazı hallerde mükellefin kaçması, Mallarını kaçırması, borçlunun  belli ikametgahının bulunmaması  ile henüz tahakkuk etmemiş bir verginin mükellef hakkında 17. Maddeye göre ihtiyati haciz kararı alınmış veya teşebbüsün muvazaalı olduğu anlaşıldığı takdirde ihtiyati tahakkuk işlemleri ayrı bir işlem gerektirdiğinden konumuz sadece  süresinde veya sonradan tahakkuk ettirilen prim alacakları ile Vergi ve Ceza ve diğer alacakların normal takibat aşamasını  belirtmektir.

Vadesinde ödeme yapılan bir kamu alacağının takip ve tahsilinde öncelikle bu aşamalar gerçek kişiler nezdinde yürütülen takipler, Kanunun 35. Maddesindeki Limited Şirketler için yapılan takipler ile yine VUK’un 10. Maddesindeki belirtilen kanuni temsilcilerin takibi ile 7. Maddesindeki borçlunun ölümü halinde mirası reddetmiş mirasçılar için yapılan takip ve tahsil işlemlerini kapsamaktadır.

Vadesinde ödenmeyen bir Kamu Alacağına karşılık ilgili kurumlarca gönderilen ödeme emrine karşılık tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde böyle bir borcun olmadığı veya borcun kısmen ödendiğine dair herhangi bir dava açılmadığı veya verilen müddete rağmen borçlunun mal bildiriminde bulunmaması veya bildirilen malın bu borcu karşılamayacak olması halinde mahallin en büyük mal memurunun veya onun görevlendirileceği Memur tarafından  tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak haciz işlemine başlanılmaktadır. 

Kanunun 70. Maddesinde neleri haczedilemeyeceği belirtilmiş 71. Maddesinde ise kısmen haczedilecek gelirler ve 79. Maddesinde ise Üçüncü şahıslardaki menkul malların , Alacak ve hakların haczinin nasıl yapılacağı belirtilmiştir.

Ödeme emrinin tebliğine rağmen süresinde dava açılmaması ve ödemenin yapılmaması hallerinde ister yapılan e hacizler sonunda veya mal varlığı araştırması sırasında elde edilen bilgilere göre yapılan menkul mal hacizlerde bazen mükellef tarafından bazen de üçüncü şahıslar tarafından 6183 sayılı kanunun 66. Ve 67  Maddelerinegöre İstihkak iddiasında bulunulmaktadır. Bu durumda her iki kurumca da  66. Maddeye göre Borçlu elinde haczedilen mallara karşı istihkak iddialarında Borçlu, elinde bulunan bir malı üçüncü şahsın mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, haczi yapan memur bunu haciz zaptına geçirir. Keyfiyet, iddia borçlu tarafından yapılmışsa üçüncü şahsa, üçüncü şahıs tarafından yapılmışsa borçluya bildirilir. Tahsil dairesi, haciz zaptını aldığı tarihten itibaren 7 gün içinde iddiayı reddetmediği takdirde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır. Üçüncü şahıs, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz etmediği takdirde istihkak iddiası dinlenmez. İstihkak iddiası tahsil dairesince kabul edilmez veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumu tahsil dairesince üçüncü şahsa bildirilir. Müddetinde dava açılmadığı takdirde istihkak iddiasından vazgeçilmiş sayılır denilmekte 67. Maddeye göre yapılan İstihkak İddialarında ise Üçüncü şahıs elinde haczedilen mallara karşı istihkak iddiaları:  Haczedilen mal borçlunun elinde olmayıp da; mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs elinde ise keyfiyet, haczi yapan memur tarafından haciz zaptına geçirilir. Malın borçluya ait olduğu iddiasında bulunan tahsil dairesi keyfiyeti alacaklı amme idaresine bildirir. Alacaklı amme idaresi bildirme tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açmadığı takdirde istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır. Borçlu ile birlikte ikamet etmekte olan şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu takdirde mal borçlunun elinde sayılır. Denilmektedir. Bu durumda İstihkak davasında bulunan Üçüncü şahsın haczedilen malların kendisine ait olduğunu veya borçlunun bu malların üçüncü bir şahsa ait olduğunu beyan etmesi halinde SGK bunu kabul edecek midir?

Özellikle şahsi görüşüm İstihkak iddiasında bulunan kişi veya tüzel kişilerin bu malların kendilerine veya üçüncü şahıslara ait olduğunu belgelemeleri gerekmektedir. Bunları da belgelendirmedikleri takdirde istihkak iddiaları geçersiz sayılmaktadır. Örneğin bir fabrikada bulunan makine ve teçhizatlarına üçüncü bir şahsa ait olduğunu belirten bir borçlu için üçüncü şahıslar tarafından ibraz edilen fatura veya diğer belgeler gerçek midir veya bu makineler üçüncü şahsa ait olsa bile borçlunun işyerinde ne beklenti amaç ve ekonomik değerler karşılığı kiralanmış mıdır. Kiralanan bu Makine ve teçhizatlardan bir kira elde edilmiş ise bu gelir kayıtlarda gösterilmiş midir? Bu bir gerçek kişi ise 70. Maddeye göre elde edilen kira bedellerinin Gayrimenkul Sermaye iradı olarak beyan edilmiş midir gibi soruların cevapları vergi kaybını ve GK prim alacağının tehlikeye düşmesine neden olacaktır. 

Peki GK bu durumda sadece istihkak iddialarının reddini yapmaktan başka çaresi olacak mıdır, Yoksa her iki alacak da birer kamu alacağı olacağı için Gelir İdaresi Başkanlığından inceleme talep edecek midir.

Bildiğiniz gibi 5510 Sayılı Kanunun 100. Maddesinde Kuruma bilgi ve belge isteme isteme ve kuruma verilmesi hakkında bazı yetkiler vermiş ise de bu bilgi ve belgelerin kuruma verilmemesi halinde sadece aynı kanunun 102. Maddesindeki Kurumca verilecek İdari Para cezalarını uygulamaya yetkili kılmıştır.

Halbuki bu İstihkak davası olsun veya 6183 Sayılı kanunun 27,28,29 ve 30. Maddelerindeki diğer korunma hükümlerinin mevcudiyeti halinde Gelir İdaresi ile işbirliği veya tam tersi Vergi Alacaklarının takip ve tahsilinde bu hükümlerin oluşması halinde ilgili Vergi Dairesi Sgk. ile işbirliği yaparak hem Vergi alacağını hem de Sgk. alacağını koruma altına alıp tahsil işlemini gerçekleştirebilecektir. Burada Vergi İdaresi veya Vergi Dairesinin önemi ne olacaktır. Bu konuda Vuk. Nun 134. Maddesi Ödenmesi gereken Vergilerindoğruluğunu araştırmak, Tespit etmek ve Sağlamak için 135. Maddesinde İncelemeye yetkili olanlara yetki verilmiştir. Yani Vuk.na veya diğer kanunlara göre defter ve hesap tutmak, evrak ve vesikaları muhafaza ve ibraz etmek mecburiyetinde olan ve gerçek ve tüzel kişileri inceleme yetkisi olan kişilerdir. Yani burada SGK’nın İnceleme yetkisi sınırlı olurken Maliye Bakanlığının İnceleme ve araştırma yetkisi daha kapsamlı olmakta bundan dolayı da sözünü ettiğimiz İstihkak İddialarında iki kurumun uyum içinde yazışma ve bilgilendirmeleri prim veya vergi kaybını önlemekte yarar sağlamaktadır. 

Ne yazık ki , 27 Mart 2018 Tarihinde yayımlanan 30373 Sayılı Mükerrer 2. Nolu Resmi gazetedeki 7103 Sayılı kanunun 2. Maddesi ile 6183 Sayılı Kanunun 74.A Maddesindeki Haczin kaldırılması hususunda bile Kurumlar arasında işbirliğine gidildiği görülmemiştir.