Vergi Ve SGK Alacaklarının Zamanaşımına Uğratılmaması İçin Öneriler

  • Ana Sayfa
  • Makaleler
  • Vergi Ve SGK Alacaklarının Zamanaşımına Uğratılmaması İçin Öneriler
aciklama

Vergi Ve SGK Alacaklarının Zamanaşımına Uğratılmaması İçin Öneriler

Yıl sonları yaklaştıkça Tahsilat  zamanaşımı takip ve  İcra Memurlarının  korkulu rüyası halini almaktadır. Aslında hem Vergi alacakları hem de SGK alacaklarının takip ve tahsilinde 6183 sayılı kanun 6.24.26.27.29.30.34.57.62.71.79.80.103. ve 104. Maddeleri ile ilgili İdarelere o kadar geniş yetkili tanımış ki bu yetkilere rağmen kurum görevlisi Memurlarının Amme Alacağını zamanaşımına uğratması pek mümkün olarak düşünülemez.

Öncelikle tahsil Zamanaşımı nedir= Tahsil zamanaşımı 6183 Sayılı Kanunun 102. Maddesine göre Amme Alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yıl başından itibaren 5 yıl (SGK alacakları için ise 5510 Sayılı Kanunun 93. Maddesine göre  10 yıl) içinde tahsil edilemezse zamanaşımına uğrar der. Ancak para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı süreleri mahfuzdur (koruma) der. Ve zamanaşımından sonra rızaen yapılan ödemelerin de kabul edileceği belirtilmektedir. Tahsilatın zamanaşımına uğraması ise hem tarhiyat açısından hem de tahsilat açısından mükellefe tanınan bir haktır. Yani Mükellefe veya Sigortalıya, İşverene veya hak sahiplerine tanınan bu hakkın yasaya uygun olmayacak bir şekilde engellenmesi de yasalara aykırıdır. Şimdiler de uygulanmayan ancak  eskiden çok sık gündeme gelen Memurun kendi cebinden az da olsa bir ödeme yapıp zamanaşımını kesmesi gibi.

6183 Sayılı Kanunun 102. Maddesindeki zamanaşımını anlattıktan sonra zamanaşımını kesen nedenler ise aynı Kanunun 103. Maddesinde belirtilmiş ve buna göre de,

1. Ödeme,

2. Haciz tatbiki,

 3. Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat,

 4. Ödeme emri tebliği,

5. Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi,

6. Yukardaki 5 sırada gösterilen muamelelerden her hangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması,

7. İhtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi,

8. Amme alacağının teminata bağlanması,

9. Kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi,

10. İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi.

11. Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması. Kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımının bir bozma kararıyla kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcı yeni vade gününün rastladığı; amme alacağının teminata bağlanması veya icranın kaza mercilerince durdurulması hallerinde zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı; takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günüdür demektedir.

104. Maddesinde ise zamanaşımının işlememe halleri ise =  Borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılmasına imkan yoksa bu hallerin devamı müddetince zamanaşımı işlemez. Zamanaşımı, işlememesi sebeplerinin kalktığı günün bitmesinden itibaren başlar veya durmasından evvel başlamış olan cereyanına devam eder demektedir.

Yukarıdaki maddelerde de görüleceği gibi Kanunun zamanaşımının işlememesi için  Kurumlara epey yetki tanımıştır. Yukarıdaki maddelerin dışında da tüm arama ve araştırmalara rağmen yapılan takip sonunda borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlu ACİZ sayılmakta ve bu aciz halinin zamanaşımı süresi içinde devam edip etmediği aralıklı sürelerle mali durumu kontrol edilmekte ve tüm yapılan takip ve araştırmalara rağmen aciz durumu değişmezse salınan vergi ve cezalar ile tahsil edilmesi gereken primler Bakanlıkların görüşleri alınarak terkin yoluna gidilmektedir. Ancak borçlunun Aciz hali ile zamanaşımı konusu asla karıştırılmamalıdır. Memurun tüm iyi niyetine rağmen yapılan araştırmalar ve takibat sonucu mükellef adresinde bulunmazsa veya herhangi hacze kabil bir malı olmadığı veya yapılan takibat sonucu mal varlığına rastlanılması ancak bu malların 6183 Sayılı Kanunun 70. Maddesindeki haczedilmeyecek mallar olması halinde zamanaşımına uğrayacak kamu alacağı için yapılacak bir işlem olmayacaktır.

Mükellef gayri faal olmadıktan sonra yani yeri yurdu belli  bir Mükellef veya İşveren, Sigortalı veya bunların hak sahipleri ortada iken kamu alacağını asla ve asla zamanaşımına uğratmamak için kanunun tanıdığı hatta bu konuda 6. Madde de belirtildiği gibi Emniyet, belediye ve diğer kamu kurumlarının yardımlarından da yararlanarak 80. Maddesindeki zor kullanma hakkının kullanılarak Haciz tatbikında istendiği takdirde, kilitli ve kapalı mahallerin açılması ve her türlü eşyanın gösterilmesi mecburidir.  Gerekirse bu yerler zorla açtırılır, kilit ve her türlü tertipler kırılabilir. Haczolunan malların zorla alınmasında hal ve durumun gerektirdiği her türlü zora başvurulabilir. Borçlunun üzerinde haczi kabil kıymetli mallar bulunduğu ve kendisi bunları rızasiyle teslim etmediği veya üzerinde sakladığı takdirde şahsına karşı da zor kullanılır denildiğinden Kamu alacağının zamanaşımını kesmek amacıyla borçlu kişiler ister daireye çağrılarak Polis eşliğinde üst araması yaptırılarak üzerinde değerli menkul mallar  veya para çıkması halinde bunu bir tutanakla tespit edip nakit para anında makbuz karşılığı zamanaşıma konu borçlara eski yıllardan başlayarak tahsilat yapılmalı, Menkul mallara (Altın, Kolye, Bilezik, Senet, veya cep telefonu bulunması halinde bunlarda yine tespit tutanağı ile tespit edilerek kanunun 77. Maddesine Menkul Malların haczi yapılarak 103/2 e göre zamanaşımı kesilmelidir. Bunun dışında son yıllarda Mükellefler veya SGK’ya borçlu İşverenler, Sigortalılar veya bunların hak sahipleri çıkan yapılandırma başvurularında bulunmakta ve bu başvurunun sonunda tahsilat yapılıp yapılmadığı önemi olmadan 103/11 e göre zamanaşımını nedenlerden olmaktadır.

   Yukarıda anlattıklarım  kamu alacağının tahsili için zorlama olarak düşünülse de görevli Memurun kanunun kendisine tanıdığı hak ve yetkilerini kullanarak kamu Alacağını zamanaşımına uğratmaması gerekmektedir. Ancak tüm bunlara rağmen ya mükellef Aciz durumda ise veya yapılan tüm takibat araştırmalarına rağmen mükellef veya SGK borçluları bulunamıyorsa veya haczedilecek menkul veya gayrimenkulü yoksa yapılacak bir işlem bulunmamakta ve Mükellef veya SGK borçlusuna tanınan zamanaşımı hakkı yerine getirilmelidir.